Her
sene olduğu gibi yılın en merak edilen filmlerini programına dahil ederek
başlayan sinema sezonunun müjdecisi olan Filmekimi, bu sene de birbirinden
önemli filmlere ev sahipliği yapıyor. Bir kısmı Adana’da Türkiye prömiyerini yapan
filmlerden öne çıkanları derledik.
Garantili
Filmler
Filmekimi
programları her zaman kağıt üzerinde çok dikkat çekicidir, ancak kağıt üzerinde
öne çıkan filmler sıklıkla hayal kırıklığı da yaratır. Neticede dünya
sinemasının şu anki durumu malum. 60’lardaki gibi yılda 15-20 klasik
üretilmiyor artık. O yüzden bizler de programdan her bünyeye uygun filmler
çıkardık.
İki Gün Bir Gece /
Two Days One Night
Garantili
filmler başlığının ilk filmi Dardenne Kardeşler’in son filmi İki Gün Bir Gece, işini kaybetmemesi
için çalışma arkadaşlarını alacakları primden vazgeçirmeye çalışan fabrika
işçisi Sandra’yı merkezine alıyor. Klasik bir Dardenne Kardeşler hikâyesi ve
anlatımı… Rosetta’yı sevenler
özellikle kaçırmasın deriz! Marion Cotillard’ın yıldızının parladığı filmin
yılın en iyilerinden olduğunu ifade edelim.
İnsanları Seyreden
Güvercin / A Pigeon Sat on a Branch Reflecting on Existence
Roy
Andersson’ın upuzun isimli son filmi de Andersson’ın tarzını bilenler için
gönül rahatlığıyla tercih edebileceği bir film. Yurtdışında filmin aldığı
eleştirilere bakılırsa, üçlemenin diğer filmlerindeki başarısını tekrarlıyor
usta.
Çocukluk / Boyhood
Richard
Linklater’ın Türkiye’de vizyona girmeyeceği açıklanan Çocukluk filmi de bu yılın en iyi filmlerinden biri olarak
gösteriliyor. Dört bir yandan ödülle dönen filmde, boşanmış bir çiftin hikâyesi
anlatılıyor. Annesiyle babası boşanan bir çocuğun büyüme serüvenin konu
edildiği yapım en son FIPRESCI tarafından yılın en iyi filmi seçilmişti.
Leviathan
Dünya
sinemasına pek çok usta yönetmen yetiştiren Rusya’dan çıkan son büyük usta
Andrei Zvyaginstev’in son filmi tam bir Çehov öyküsü tadında. Uzun süreğine
rağmen meselesini gittikçe derinleştiren ve katman katman açmayı başaran
yönetmen, son derece güçlü bir filme imza atıyor. Özellikle filmin senaryosunun
çok sağlam olduğunu belirtmekte fayda var.
Ya Sev Ya
Nefret Et Filmleri
Sanırız
bu başlığa en uygun filmlerin başında Godard filmleri gelir. Yönetmenin son
filmi Dile Veda’da da aynı şekilde insanların ya çok seveceği ya da
nefret edeceği tarzda bir film. Görüntü, ses ve dil arasındaki ilişkinin
sorgulandığı yapımda, Godard üç boyutlu sinemanın imkanlarını da sonuna kadar
zorluyor. 70 dakikalık süresine rağmen Godard’ı tanımayanların şoke olmamak
için uzak durmalarında fayda var. Zira Adana’daki gösterimlerinde seyirciler
filmden sonra pelte oldu.
Bay Turner / Mr.
Turner
İngiliz
yönetmen Mike Leigh Happy-Go-Lucky ve
Another Year gibi herkese hitap eden
acı-tatlı hikâyelerden sonra bu kez ressam Turner’ın son günlerine kamerasını
uzatıyor. 19. Yüzyıl İngiltere’sini kusursuz bir şekilde betimleyen yönetmen,
150 dakika süren filminde ressamın karmaşık iç dünyasını titizlikle
beyazperdeye yansıtıyor. Eğer dönem filmleriyle aranız iyi değilse Leigh’in
filmi sizi bunaltabilir, şimdiden uyarmakta fayda var!
Pasolini
Abel
Ferrara sinema dünyasının en asi figürlerinden biri. Kendine has bir bakışı,
anlatım tarzı var. Pasolini gibi dünya sinemasının önemli yönetmenlerinden
birinin hayatına el atan Ferrara’nın çalışmasını bu yüzden kestirmek oldukça
güç. Çok özgün bir Pasolini portresi de çıkabilir, çok kötü bir yapıma da
dönüşebilir. Risk almaya değer.
Bahsi
geçen filmlerin haricinde,
Avrupa
Sineması’nın Önerdiği Filmler
-
Force Majeur / Ruben Östlund
-
Le meraviglie / Alice Rohrwacher
- Timbuktu / Abderrahmane Sissako
-
Mommy / Xavier Dolan
-
Still the Water / Naomi Kawase
-
Jimmy’s Hall / Ken Loach
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.